SERGEY VOLKONSKI ve GANJ'IN KIZI

   Sergey Volkonski, 1788 yılında Rusya'nın eski soylu ailelerinden birinde dünyaya gelmişti. Volkonskiler, Moskova'nın Moğol akınlarına karşı özgürlük rolüyle şeref elde etmiş ve hanedana ismini veren Volkona Nehri kıyısında geniş bir araziyle ödüllendirilmişlerdi.

Moskova İmparatorluğu büyüdükçe paralel olarak Volkonskiler de büyüyordu. Tipik bir saray adamı şeklinde yetişen Volkonski'nin çevresinden farklı bir şekilde "demokratik düşünme"sine neden olan şey Napoleon'un işgali ve bu isgalde cagdaslarının Fransız yanlı olması onu vatanını hiçbir çıkar gözetmeksizin salt vatan aşkıyla yanıp tutuşan köylü askerlere yakınlaştırmıştı. Sıradan halkın vatan sever ruhundan etkilenen Volkonski ve arkadaşları, eski sistemin sert disiplin anlayışını terk etmişler, köylü askerlere okuma yazma öğretmek için saha okulları kurmuşlar ve serfliğin kaldırılmasını dile getirmişler, köylülerin sosyal haklarının olduğunu savunan tartışma grupları kurmuşlardır. Savaştan sonra bu düşüncedeki demokratik subaylar yetim kalmış asker çocuklarının bakım masraflarını üstlenmişler ve Askeri konuşmalarında Fransızca değil Rusça kelimeler kullanarak saf bir şekilde Ruslaşmışlardır. Dilde Ruslaşmak yetmiyordu, savaş halkın savaşıydı ve kullanılacak ortak dil Rusça dışında halkın seviyesine inmek, kılıf kıyafet ve sakalda onlar gibi olmaktı. Köylü adetlerinin benimsenmesi onları "Biz" duygusuna itmişti. (1812'nin çocuklarını araştırınız)



Avrupalı Rus olmaktan özünü kaybeden toplumun kendini arayışı, soylu ve devlet hizmetinin adetlerinin kurallarına uymakta zorlanan gençlerin şiir, felsefe, edebiyat ve içki alemlerinde Rus kimliklerini bulmasıyla başlamıştı. Mesela Puşkin, arkadaşlarıyla kağıt oynarken , içki içip tartışırken sokağın lisanını kullandigini ve kendini "Rus gibi" ifade ettiğini söylüyordu. Köylü ile ilk bağ kuran Puşkin'di. Kullandığı sıradan dil ulusal dilin dogmasina ortam hazırlamıştı. Köylülerle birlikte ayı avlamayı, bayramları birlikte kutlamayı, pazara köylü arabasiyla gitmeyi savunuyordu. Dekabristlerin bu eşitlikçi demokratik tutumlari, sınıf tabakalarının genç kuşak üzerinde yavaşça çökmesi "kardeşlik kültü"nü oluşturdu ve bu Rus aydın siyasi hayatında çok önemli olacak kolektif bir külte dönüştü. Genç subaylar kardeşlik kültüyle beraber hizmet devletinin sıkı hiyerarşisinden kopmaya başladı. Rus milliyetçiliği için güzel bir başlangıçtı. (Dekabristlere bakınız)

Aydın Dekabristlerin karşısında gerici bir imparatorluk vardı. Serflere özgürlük isteyen Dekabristlerin isteklerine ulaşması bir yana imparatorluk tarafından serf askerlere devlet için zorla çiftçilik ve ağır işler yaptırılmalari emredilmişti. Köylü direnişinin acımasız bir katliamla bastırılmasi Dekabristleri çileden çıkarmıştı çünkü onlar bütün Rus köylülerin birer vatandaş olmalarını sağlayacak bir anayasa teklifi hayal etmişlerdi. Birliğin liderlerinden Kont Orlov, çara serfliğin kaldırılması çağrısında bulunmuştu ama sadece çağrıda kalmıştı. Bir başka lider Pestel, 1825 yılında Rusya'nın yabanci hakimiyetinden kurtulmasina; Avrupalı yemekler yerine lahana çorbası ve çavdar ekmeğine dönülmesine ve devrim şarkıları eşliğinde votka içilmesini savunuyordu ve çara karşı bir isyan düzenliyordu. Volkonski de çıkacak isyana destek topluyordu. Ayaklanma haberleri Petersburg' a yayılmıştı ve imparator Dekabristlerin planından haberdardı. isyan planlandığı gibi olmadı ve Çar Nikolay isyancılara karşı ateş açılmasını emretti. 60 asker vurulmuş diğerleri kaçmıştı. Volkonski, sevgili eşi Marya' yı görmek üzere Petersburg'a giderken tutuklandı...

GANJ'IN KIZI MARYA

Marya Rayevski, Napoleon'un dahi övdüğü ünlü 1812 kahramanı General Rayevski'nin kızı, Puşkin'in de çocukluk arkadaşıydı. Olağanüstü bir güzelliği ve zarafeti olduğu söylenirdi. Koyu renk saçları ve teni nedeniyle Puşkin ona "Ganj'ın Kızı" demiştir. Bazı kaynaklara göre Puşkin'in şiirlerine yansıyan bu kadın Marya'dır çünkü Marya'ya aşık olmuştur. Bahçesaray Çeşmesi ve Kafkas Mahkûmu eserlerindeki karşılıksız aşk Ganj'ın Kızı'ndan esinlenmiş gibidir. Çocukluk döneminde Kırım'a seyahatleri esnasında Marya'nin denizde oynayışı Puşkin' in meşhur eseri Yevgeni Onegin'deki şu dizelere yansımıştır:


Dalgalara nasıl da imrendim


Gürültülü cambazlıklarıyla acele eden gelgitlere


Onun ayaklarına köle gibi kapanan!


Özlem duydum dalgalara katılıp dayamaya


Bu dudakları o ayaklara... Okşamaya (s.19)


 



Bu blogdaki popüler yayınlar

RUS BANYOSU

Hayalet toplama kampı: Gulag

VASİLİ GRİGORYEVİÇ ZAYTSEV