RUS BANYOSU
Banya (Banyo) eski bir Rus geleneğidir. Bu geleneğe ait ilk yazılı bulgular 945 yılına aittir. Rus banyosunun Türk hamamından farkı nedir? Rus banyasının iyileştirici bir gücü olduğuna inanılırdı çünkü bu banyadaki nem oranı atmosferdeki nem oranına çok yakındı. Nem ve sıcaklık dengeliydi. Banyadan çıkanlar kendilerini daha dinç ve bebek gibi hissederlerdi. Öyle ki Banya için "İnsanın ilk doktoru" denirdi. (İkincisi -tahmin ettiğiniz üzere- votka, üçüncüsü ise sarımsaktı.) Banyaya gitmek Ortaçağ'dan beri yerleşmiş ulusal bir gelenek olarak görülmüştü. Haftada üçten az yıkanan kişiler yabancı olarak görülmüş ve dışlanmıştı.
Banyaya gitmek sadece eylemde önemli değildi. Folklorde de banya ile ilgili pek çok büyülü inanış vardı. Banya doğum yapılan temiz, ılık, mahrem ve kutsal alandı; 40 gün süren bir dizi banyo ayini kilise ve İsa'nın kansız doğuşu fikrine sadık kalan popüler inanışa göre, anneyi kadınlığın düşmüşlüğünü sembolize eden doğum kanamasından arındırıyordu. Banyaya gitmek insanın hem bedenini hem de ruhunu temizlerdi ve bu arınmayı önemli törenlerin bir parçası olarak gerçekleştirmek gelenekti. Banyanın evlilik öncesi ayinlerdeki rolü de yine kadının arınmasını temin etmek içindi: Gelin evlilik arifesinde nedimeleriyle birlikte banyada yıkanırdı. Bazı yerlerde gelin ve damadın zifaf gecesinden önce banyaya gitme adeti vardı. Bunlar sadece köylü adeti değildi. Taşralı soylular tarafından ve hatta 17.yüzyılın son yıllarında saray tarafından da bu adetler paylaşılıyordu. 1670 yılının geleneklerine göre Çar Aleksey'in gelini , düğünden bir gün önce, bir koro dışarıda kutsal ilahiler söylerken banyada yıkanmış, ardından da bir rahip tarafından kutsanmıştı. Pagan banyo ayinleri ile Hıristiyan ayinlerinin birbirine karışması, temizliğin ve adanmışlığın günün konusu olduğu epifani ve apukuryada (Temiz Pazartesi ) da eşit derecede belirgindi. Bu kutsal günlerde sosyal sınıfı ne olursa olsun, bütün Rusların evlerini temizlemesi, yerlerini yıkaması, dolaplarını temizlemesi ve bütün bunlar yapıldıktan sonra banyoları ziyaret edip bedenlerini de temizlemesi bir gelenekti.
Bütün soyluların evinde bir buhar banyosu bulunurdu. Kasaba ve köylerde her zaman umuma ait bir banyo vardı ve burada kadınlarla erkekler birlikte buhar banyosu yapar, birbirlerinin geleneklerine uygun olarak huş ağacı yaprağından kırbaçlarla (venik) döverler ve ardından da karda hep birlikte yuvarlanarak serinlerlerdi.( Venik ile vücuda uygulanan masaj kan dolaşımını hızlandırdığı gibi metobolizmanın faaliyetlerini de arttırır. Ayrıca vücuttaki zararlı bakterilerin çoğalmasını engeller ve cildin yaşlanmasını geciktirir.) Seks ve vahşet dolu yerler olarak ünlendiği için Büyük Petro banyayı Ortaçağ Rus insanından bir kalıntı olarak damgalamaya çalışmış ve St.Petersburg'un saray ve malikanelerinde Batılı tarzda banyo yapılmasını teşvik etmişti; ancak yüklü vergilere rağmen soylular Rus banyosunu tercih etmeye devam etmişlerdi.
Rus insanı benliğinden, geleneklerinden sıyrılıp Batılı olmaya çalışsa da Doğu-Batı arasında bir yerlerde kalmış ne özüne tam dönebilmiş ne de özünden kopabilmişti. Rus insanın aklı ikiye ayrılmış devlet gibiydi. Bir düzeyde hayatını bilinçli bir şekilde belirlenmiş Avrupa geleneklerine uygun yaşıyordu, başka bir düzeyde ise iç hayatına Rus görenek ve duyarlılıkları hakimdi. Bu ayrım elbette mutlak değildi. Slavcıların da kanıtlayabileceği gibi, nasıl "Rusluğun" bilinçli biçimleri olabilirse , kökleşmiş Avrupai alışkanlıklar da doğal görünüp hissedilebilirdi; ama genel olarak bakılacak olursa Avrupalı Rus, halkın önünde havalıydı ve hiç düşünmeden sadece Ruslara özgü hareket ettiği için özel hayatında Rus'tu. Bu hiçbir Avrupa etkisinin kendisinden alamayacağı, atalarından kalma bir mirastı. Rus soyluların balolarda Fransızca konuşup evlerine ağır vergilere rağmen yine de Rus banyası yaptırma nedenleri buydu. Rus insanı ne kadar Avrupalılaşmış olursa olsunlar, Rus köylü yaşantısının adetlerine, inançlarına, alışkanlıklarına ve ritmine karşı içten gelen saygılı bir empati vardı.